Balıkların ve balık yağı gibi deniz omega-3 yağ asidi takviyelerinin tüketimi, hamilelik ve bebek sonuçları üzerinde potansiyel olumlu etkiler nedeniyle aktif bir araştırma alanıdır. Gebelik döneminde tüketilmesi, anne karnındaki bebeğin beyin ve göz gelişimi için oldukça önemlidir. Ayrıca balık; protein ve D ve B vitaminleri açısından da zengin bir besin kaynağıdır ve bu yönü ile bebeğin gelişimine kritik derecede katkı sağlar.

Üç ana diyet omega-3'ü eikosapentaenoik asit (EPA), dokosaheksaenoik asit (DHA) ve alfa-linolenik asittir (ALA). EPA ve DHA, balıklarda, kabuklu deniz hayvanlarında ve (çok daha düşük miktarlarda) diğer bazı hayvansal gıdalarda bulunan uzun zincirli omega-3 PUFA'lardır. Balık yağı takviyelerinin ana bileşenleridir. ALA, bazı bitkilerde ve bunların keten tohumu ve ceviz gibi yağlarında bulunan bir orta zincirli omega-3 PUFA'dır. EPA ve DHA'ya atıfta bulunurken, yaygın terimler arasında "uzun zincirli omega-3 yağ asitleri", "deniz ürünlerinden türetilen omega-3 yağ asitleri" ve "deniz omega-3 yağ asitleri" yer alır. 

Deniz omega-3 yağ asitleri, hamilelikle ilgili spesifik etkiler de dahil olmak üzere çeşitli biyolojik etkilere sahiptir. DHA ve EPA önemlidir, çünkü hücre zarlarının (özellikle retina, beyin ve sperm) yapılarını oluşturan fosfolipitlerin bileşenleridir. Ek olarak, yüksek EPA ve DHA konsantrasyonları eikosanoid dengesini daha az enflamatuar aktiviteye doğru yönlendirir. Yani anit-enflamatuar özelliği vardır. Vücut ALA'yı biyolojik olarak daha aktif DHA ve EPA'ya dönüştürebilmesine rağmen, dönüşüm oranı çok düşüktür (DHA için <% 1, EPA için <% 10). Bu nedenle, deniz omega-3 yağ asitleri tüketimi bireylerin DHA ve EPA seviyelerini yükseltmeleri için en etkili araçtır.

Bebeğin optimal görsel ve bilişsel gelişim için DHA'nın transplasental transferine bağlıdır. DHA tercihen gebeliğin son aylarında hızla gelişen fetal beyine dahil edilir, gri cevher ve retinal membranlarda yoğunlaşır. Merkezi sinir sistemine hızlı DHA birikimi, yaşamın ilk 24 ayında, çocukluk boyunca devam eden bir süreçtir.

Deniz omega-3 yağ asitlerinin başka maternal ve fetal faydaları olabilir. DHA ve EPA'nın antienflamatuar eikosanoid / dokosanoid sentezi, sinyal olayları, gen ekspresyonu ve sitokin ekspresyonunda oynadığı rol nedeniyle, hamilelik sırasında uygun maternal deniz omega-3 yağ asidi alımının inflamasyon aracılı bozuklukları azaltabileceği varsayılmıştır. (Erken doğum, şiddetli hipertansiyona bağlı gebelik zehirlenmesi ve bebekler alerjik / atopik hastalık gibi)

Balık ve kabuklu deniz ürünleri doymuş yağ oranı düşük, protein oranı yüksek ve DHA ve EPA'nın birincil besin kaynağı olan sağlıklı bir besindir.  Hamile kadınların haftada iki ila üç porsiyon balık tüketmelerini tavsiye etmekteyiz. Ancak balık tüketimi de tehlikeli ağır metallere maruziyet yaratabileceğinden dolayı tehlikeli olabilir. Dikkatle tüketilmelidir. Birçok gebe kadının önerilen DHA alımını elde etmek için gereken seviyede balık tüketmediği iyi bilinmektedir. Bu nedenle anne adaylarına; deniz omega-3 yağ asidi takviyelerinin (örn., Balık yağı veya alglerden türetilmiş) veya deniz omega-3 yağ asidi takviyeli gıdaların tüketimi önerilmiştir. Bu ürünler balık tüketemeyen veya seçemeyen kadınlar için alternatif DHA ve EPA kaynakları olsa da, aynı etkileri olmayabilir. Bu konu hala araştırılmaktadır. Çelişen kanıtlar, hamilelik sırasında deniz omega-3 yağ asidi alımının nörogelişim ve erken doğum oranları ve muhtemelen bebeklerdeki alerji / atopik hastalığın azaltılması üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir.

Her balıkta bir miktar civa maddesi bulunabilir. Ancak hepsi insanlarda zararlı etki yaratmaz. Uzun yaşayan, diğer balıkları yiyerek beslenen büyük balıklarda, metil civa seviyesi en yüksek seviyededir ve bu balıkları sürekli yiyen kişiler büyük risk altındadır. Balık seçiminize dikkat etmeniz sizi bu riskten korur. Bu risk birçok gebe kadının balık yemeye isteksiz olmasına neden olmuştur. Fetal beyin, civanın zararlarına en duyarlı doku olarak kabul edilir. Fetal yaşamda metilcivaya maruz kalmak yaygın nörolojik hasara sebep olabilir. Balık yeme yoluyla vücuda alınan yüksek civanın fetusa geçerek, fetusun beyin ve sinir gelişimini olumsuz etkileyeceği, bebeğin bilişsel, motor, dil becerilerini ve görme yeteneğini olumsuz etkileyeceğine dair bulgular saptanan araştırmalar vardır. Bu nedenle gebelikte civa oranı fazla olmayan balıklar tercih edilmelidir. Güvenli cıva alımı seviyesi  -  ABD Çevre Koruma Dairesi'nin metilciva referans dozu vücut ağırlığının 0.10 mcg / kg/ gün'dür .

Gebe kalmaya çalışan, şu anda hamile olan veya emziren kadınlar için dünya çapında uzmanlar minimum 200 ila 300 mg / gün DHA alımı önermektedir. Bu yağ asitini elde etmek için, civa bakımından düşük haftalık iki ila üç porsiyon balık tüketimi en uygun yöntemdir, çünkü başka hiçbir yiyecek bol miktarda doğal olarak oluşan deniz omega-3 yağ asitleri içermez ve ayrıca balık ve diğer deniz ürünleri de potansiyel olarak faydalı protein, vitaminler ve selenyum barındırır.

En riskli olan; Kılıç balığı, kral balığı (kral uskumru) ve köpek balığı, Tilefish (Meksika Körfezi) yüksek civa barındıran balıklardır, kesinlikle tüketilmemesi gerekir. Ağır metalleri tutma kapasitesi oldukça yüksektir. Temiz denizlerdeki bu balıklar rahatlıkla tüketilebilir. Risk almadan balık yenmek isteniyorsa yüzey balıkları (düşük civa muhteva ederler) tercih edilmelidir.

• Hamsi
• Mezgit
• Tekir
• İstavrit
• Somon
• Sardalya
• Palamut
• Uskumru
• Karides
• Kalamar
• Ahtapot

gibi balıklar bu kategoriye girer. Unutmayın; bu deniz ürünleri mutlaka iyi pişirilmelidir.

Tazeliğine dikkat edildiği müddetçe çok rahat tüketilebilir. Tüketimde balığın tazeliği ve temiz bir denizden avlanmış olması noktaları da önemlidir. Çiğ, konserve balık tüketimi de gebelikte oldukça sakıncalı ve dikkat edilmesi gereken diğer bir durumdur.

Ancak ne yazık ki,  gebe kadınların çoğu haftada birkaç kez balık tüketmez veya önerilen DHA alımını sağlayamayacak balıkları tüketir. Yeterli DHA içeriğine sahip balık tüketemeyen veya tüketemeyen kadınlar için, günde en az 200 ila 300 mg DHA alımı elde etmek için takviye veya takviye edilmiş gıda tüketimini öneriyoruz.

Balık yağı takviyeleri  -  Hamilelik sırasında balık yağı takviyesinden zararlı etkiler bildirilmemiştir. Kanama diyatezi, yüksek dozlardan kaynaklanan en ciddi potansiyel komplikasyondur, ancak doğumdan sonra aşırı kanama gözlenmemiştir. Balık yağı takviyeleri civa içermez veya minimum cıva içerir çünkü balık yağı genellikle balık yemi için kullanılan küçük pelajik balıklardan veya algler tarafından üretilen formülasyonlardan elde edilir. Ayrıca, çoğu balık yağı takviyesi, çevresel toksinleri ihmal edilebilir miktarlara düşürmek için saflaştırılmıştır. Bununla birlikte, takviyeler rahatsız edici yan etkilere neden olabilir. En yaygın olanları, bulantı ve mide-bağırsak bozukluklarıdır. Bu takviyeler ayrıca erütasyon (geğirme), ağız kokusu, mide ekşimesi ve kokulu ter veya ağızda "balık tadına" neden olabilir. 

Bir balık yağı takviyesi balık tadına neden oluyorsa, dondurmak, farklı bir formülasyona geçmek, yemeklerle tüketmek veya günün farklı bir saatinde almak bazı kişilerde bu semptomu en aza indirebilir. Yoğurt, süt, yumurta ve tahıllar da dahil olmak üzere DHA ile güçlendirilmiş bir dizi gıda da mevcuttur. Bununla birlikte, pek çok takviye edilmiş gıda, deniz omega-3 yağ asitlerinden ziyade bitki bazlı omega-3 yağ asitlerini (ALA) içerir ve bunlar düşük dönüşüm oranları nedeniyle DHA ve EPA'nın yerini tutamazlar.

 Unutmayın! Sağlıklı anne, sağlıklı bebek demektir.